22 Temmuz 2011 Cuma

' BİR KÜL KEDİSİ MASALI '

                    Bir ' kül kedisi masalı '...
                    Sonu mu ? Bilmem ki sonu var mı?
                    Ama biliyorum başını.Hatırlıyorum dün gibi.Bir merhaba ile başlar masal, ' bir varmış ' kısmı yani.Sonra tekerlemelere geçilir işte.Klasik bir masal ya sözde.Ne varsa dökülür ortaya.'yok' un adı bile yoktur daha.Vaatler,sözler uçuşur havada.Bitmiş rüyalar anlatılır.Bakışlarda dans edilir.Çok sıkıcı gelir masal sonra.Yazar acele etmeye başlar,bitse de başkasına başlasak...Okuyucu da etkilenir tabi bundan,hızla geçilir ' bir varmış' evresi,bir şey anlamadan.Sonra bir uzaklık girer araya masal bu ya.Dağlar var arada,karlı dağlar...
Ve prens sevmez hiç ' kış ' ı.Oysa bir bilse Kül kedisi bayılır buna.Yazar geçicek ya hızlı.Başlar ayrılığı yazmaya.Prens atlar atına, kül kedisi ardında yalvarır adeta. Kulaklarda kalır bir küçük 'elveda'. Kül kedisi sinderella olamamıştır bile.Kaçamamıştır ki prens düşsün peşine.Prensi kaçırır yazar,başka ülkelere.Bu da 'bir yokmuş ' kısmı olur işte.
                      Sonra sonu nedir,bu son mudur ? Bilinmez hiç.Gökten de tek elma düşer ne hikmetse.Kimin başına mı, orası süpriz olsun , yaşayıp görelim masalı birlikte...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder